Gülgiller familyasının örnek bitkisidir. Rosa cinsinden 100 kadar türü olan ve genelde kışın yapraklarını döken, çokyıllık dikenli çalı, ağaççık ya da tırmanıcı bitkilerin adı Güldür. Pek çok gül türünün anayurdu Asyadır. Ama gösterişli çiçekleri nedeniyle neredeyse tüm dünyada yaygın şekilde yetiştirilmektedir. Türkiyede yetişen 25 kadar yabani türü vardır. Oysa, kültür bitkisi olarak yetiştirilen türleri çok daha fazladır. Gülün, yuvarlak kesitli yeşil renkli gövdesi, yoğun biçimde dikenlerle kaplıdır. Almaşık dizili, hafif tüylü ve oval biçimli yapraklarının kenarları dişlidir. Bir yaprak sapında 3 ila 7 yaprakçık bulunur. Bitkinin, ilkbahardan başlayarak sonbahara kadar zaman zaman açıp biten beyaz, pembe, kırmızı, turuncu ve sarı çiçekleri vardır. Ancak, süs bitkisi olarak çok renkli ve katmerli türleri de yetiştirilmiştir. Güneşli, yarı gölgeli ama rüzgarsız yerleri: suyu iyi akıntılı, killi ve bitek toprakları seven gül, tohumuyla ve daha çok gövde çelikleriyle çoğaltılır. Isparta, Yağ ya da Şam gülü denilen (R. de mascena) gibi bazı güzel kokulu gül türlerinin çiçeğinin taçyapraklarında uçucu yağ (gül yağı), tanen, gallik asit, kuersitrin, anthosyanin ve diğer bazı yağlar bulunur. Böyle güzel kokulu gül yaprakları bazı yerlerde salata ve pastalara konulur. Şurubu, sirkesi, reçeli yapılarak tüketilir. Gene bu taçyapraklarının damıtılmasıyla elde edilen gül yağı, parfümeri endüstrisinde yoğun şekilde kullanılır. Türkiyenin tarımda önemli bir dışsatım ürünüdür.
Tibbi Kullanimi
Özellikle kokulu güllerin tıbbi etkileri ve unlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir: Güçlendirici bir toniktir. Doku ve damarları büzücüdür. Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar: Peklikte yumuşatıcı (müshil): diyare durumunda ishali kesici işlev yapar. Antiseptik etkisi vardır. Yaraları temizlemede kullanılır. Cilt toniğidir. Cildi rahatlatan, geren ve yumuşatan etkileri vardır. Bu etkileri sağlamak üzere gonca halinde açmış güzel kokulu güller sabah çiği geçtikten sonra toplanır. Gölge yerde özenle kurutulur. Işık almayan özel kutularda saklanır. Böyle kurutulmuş ve saklanmış taçyapraklarından 2-3 tatlı kaşığı üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir. Yaraları ve cildi temizleme işlemlerinde bu infüzyon dıştan uygulanır. Yukarıdaki etkileri sağlamak ve onlara ek olarak göz kanamalarını ve göz nezlesini iyileştirmek için infüzyon yerine, kokulu gülün taçyapaklarımn damıtılmasıyla elde edilen ve piyasalarda satılan gül suyu da kullanılabilir.
En iyi doğal C vitamini kaynağıdır. Enfeksiyonlara ve soğuk algınlıklarına karşı bedenin direncini artırır. Hafif müshil etkisi vardır. Hafif idrar söktürücü etki taşır. Tonik ve besleyicidir: Bedendeki güçsüzlük ve bitkinlik durumlarına karşı en iyi doğal ilaçtır. Hafif bir doku ve damar büzücüdür. Diyare durumunda ishali kesici etki yapar. Safra kesesi, böbrek ve mesane sorunlarında bedeni destekler. Bütün bu etkileri sağlamak üzere olgun kuşburnu meyveleri sonbaharda toplanır. 2,5 tatlı kaşığı dolusu kuşburnu, ortalarından kesilip bir bardak suya konularak, su kaynama noktasına kadar ısıtılır. Sonra ateş kısılarak 10-15 dakika daha ısıtma sürdürülür. İnsanı rahatsız eden tüylü çekirdeklerinin ayrılması için bunlar süzülür. Böylece hazırlanan dekoksiyondan istenildiği kadar içilebilir. Eğer bu dekoksiyonun içimi hoş gelmezse, kaynama sırasında içine biraz bal ya da şeker katılır ve şurup haline getirilerek alınır.
Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.